Yapay Zeka Mühendisliği ve Robot Dönüşümü

Yapay zekâ, bilgisayar sisteminin öğrenme ve sorun çözme gibi insan benzeri bilişsel işlevleri taklit edebilme becerisidir.

Yapay Zekâ Mühendisliği ve Görev ve Sorumlulukları Nelerdir?

İnsan davranışlarını problem çözme ve karar verme süreçlerinde analiz eden yapay zekâ mühendisleri, çeşitli sorunlar karşısında makinelerin çalışması, karar verme süreçleri ve sistemlerin organizasyonu üzerine çalışırlar. Yapay zekâ mühendislerinin görevleri arasında:

  • Veri mühendisleri ile işletme yöneticileri ve uzmanları arasında koordinasyon sağlamak,
  • Veri bilimi takımının kullandığı altyapıyı otomatik bir düzene oturtmak,
  • Makine öğrenme modellerini diğer uygulayıcıların kolaylıkla erişebileceği ve kullanabileceği şekilde düzenlemek,
  • Yapay zekâ modellerini test etmek ve çalıştırmak,
  • Makine öğrenmesini faydalı hale getirerek süreçlerin otomatik bir hâl almasını sağlamak, yer alır.

Yapay zekânın temel amacı bilgisayarların ve robotların insan gibi düşünmesini sağlamaktadır. Bu bilgisayarlar ve robotlar buluş sayesinde insanların gerçekleştirdiği görevleri yerine getirmeye başlamıştır. Karmaşık sorunları bile insan beyni gibi çözmeye çalışan bu bilgisayarlar ile zekâ ve akıl gerektiren durumlar etkili bir şekilde çözülebilmektedir.

Bu programlar, insan bilgisine ihtiyaç duymaktadır çünkü karmaşık verilerin kalıplarını tanıması, insan tarafından alınan kararları uygulaması ve insanların tecrübelerinden faydalanması gerekmektedir. Yapay Zekâ sistemi, var olan durumu gözlemleyerek ve bu gözlemi daha önceden belirlenen parametreler doğrultusunda işleyerek çalışmaktadır. Sorun çözmek adına çalışmakta ve istenilen durumlara tepki vermektedir.

İnsanlar yapay zekâyı düşündüklerinde, akıllarında canlanan ana görüntü, etrafta dolaşan ve mekanik cevaplar veren bir robot oluyor. Çok sayıda yapay zekâ türü olmasına rağmen, insansı robotlar en popülerlerinden biri. Bu durumun, Hollywood filmlerinde yapay zekâ robotlarına yer verilmesinin payı ise oldukça büyük. Yapay zekânın en eski insansı türlerinden biri, 1495 yılında Leonardo Da Vinci tarafından yaratılmıştı ve oturma, ayakta durma ve yürüme gibi birçok insan işlevini yerine getirebiliyordu.

Başlangıçta, yapay zekâ insansı robotlar için temel amaç araştırmalardı. İnsanlar için nasıl daha iyi protezler oluşturulacağı konusunda araştırma yapmak için kullanılıyorlardı. Günümüzde ise, farklı insanlık görevlerini yerine getirmek ve istihdam sektöründe farklı roller üstlenmek adına geliştiriliyor. Bu rollerden bazıları arasında kişisel asistan, resepsiyonist ve ön büro görevlisi yer almaktadır.

Yapay zekâyı yaratma süreci oldukça karmaşık olmakla birlikte, çok fazla iş ve araştırma sürece dâhil ediliyor. Çoğu zaman, mucitler ve mühendisler bazı zorluklarla karşı karşıya kalıyor. Yapay zekâ robotları, sensörler ve aktüatörler gibi bazı özellikler sayesinde hareket ediyor, konuşuyor veya eylemde bulunuyor. Birinci sınıf sensörler ve aktüatörler oldukça önemli ve küçük bir hata bile aksaklıklarla sonuçlanabilmektedir.

İnsanlar, insansı robotların, yapısal olarak insana benzer robotlar olduğunu varsayıyor. Fakat bazı yapay zeka örneği robotlar insanlara tamamen benzememektedir. Robotlar, genellikle Android veya Gynoids’dir. Bir Android, insansı bir robot olarak bir erkeğe benzemek için tasarlanmışken, Ginoidler ise kadınlara benzemektedir.

YAPAY ZEKÂ NASIL ÇALIŞIYOR

Makine öğrenmesi, bilgisayar sistemlerinin yapay zekâ elde etmek için uyguladığı bir süreçtir. Makine öğrenmesi, verilerdeki kalıpları belirlemek için algoritmaları kullanır. Ardından, bu kalıplar kullanılarak tahmin yapabilen bir veri modeli oluşturulur.

Makine öğrenmesi modelleri, veri alt kümeleri üzerinde eğitilir. Modeli eğitmek için kullanılan veriler analiz edilecek veri kümesinin tamamını doğru şekilde temsil ediyorsa algoritmanın hesapladığı sonuçlar daha doğru olur. Makine öğrenmesi modeli, görevini faydalı ve güvenilir olacak kadar hızlı ve doğru bir şekilde yerine getirecek ölçüde iyi eğitildiğinde dar yapay zeka elde edilmiş olur.

Derin öğrenme, beynin yapısından (sinir ağları olarak bilinir) ilham alınarak oluşturulmuş algoritma ağlarının kullanıldığı gelişmiş bir makine öğrenmesi türüdür. Derin sinir ağlarında iç içe yerleştirilmiş nöral düğümler bulunur ve yanıtlanan her soru ilgili bir dizi başka soruya yol açar.

Derin öğrenme eğitimi için genellikle büyük bir veri kümesi gerekir. Derin öğrenmeye yönelik eğitim kümeleri bazen milyonlarca veri noktasından oluşur. Bu büyük veri kümeleri üzerinde eğitilen derin sinir ağları, belirsizlik içeren durumlarda basit ağlara göre daha iyi çalışabilir. Bu nedenle derin sinir ağları, görüntü tanıma gibi uygulamalar için kullanışlıdır. Görüntü tanıma uygulamasında yapay zekânın, görüntüde neler olduğunu belirleyebilmek için önce şekillerin kenarlarını bulması gerekir. Ayrıca, satranç gibi karmaşık oyunlarda insan becerilerinin ötesine geçen yapay zekâ sistemleri de derin öğrenme tarafından eğitilir.

Yapay zekâyı tanımanın en iyi yolu, onun yapabildiklerini, insan yetisi ve hareketleri ile karşılaştırmaktır. Bilinen en zeki canlı insandır ve yapay zekâ onu taklit ederek çalışmaktadır. Bilgisayar bilimleri içerisinde geniş bir alana sahip olan bu yazılımı sıradan yazılımlardan ayıran özellik insan zekâsını taklit etme özelliğidir.

Günümüzde sadece gelişmiş bir yazılım özelliği taşıyan bu buluş üzerinde önemli geliştirme çalışmaları yapılmaktadır. Gelecekte, tıpkı insan beyni gibi doğrudan bir donanıma sahip altyapının sağlanması hedeflenmektedir.

Sanal asistanlar, belirli özelliklerle çalışıyorlar. Kendi ortamlarını algılamasında onlara yardımcı olan sensörleri bulunuyor. Bazılarının net görmelerini sağlayan kameraları mevcut. Stratejik noktalara yerleştirilmiş motorlar, hareket etme ve jest yapmada onlara rehberlik ediyor. Bu motorlara genellikle aktüatör deniyor.

İnsansı robotları uygulamaya koymak adına pek çok çalışma, finansman ve araştırma yapılmaktadır. Taklit edilmek üzere olan bir şeyin net bir resmini elde etmek için önce insan vücudu incelenmektedir. İnsanlığın yaratıldığı görev veya amaç üzerinden doğru ve etik bir benzetim programlama yapılmalıdır. İnsansı robotların bazıları deneysel veya araştırma amaçlı yaratılırken, diğerleri ise eğlence amaçlı tasarlandı. Bir kısım yapay zekâ robotları da, kişisel bir asistan olarak yaşlı insanlara evlerde yardım etme gibi özel görevleri yerine getirmek için yaratıldı.

Bilim adamları ve mucitlerin, tamamen işlevsel bir insansı robot hazır olmadan önce atması gereken bir sonraki adım, insan vücudunun parçalarına benzer mekanizmalar oluşturmak ve bunları test etmek. Daha sonra ise, en önemli aşamalardan biri olan kodlama sürecinden geçmek. Kodlama, bu buluş sahiplerinin, yapay zekâ robotlarının işlevlerini yerine getirmelerini ve bir soru sorulduğunda cevap vermelerini sağlayacak talimatları ve kodları programladıkları aşamadır.

YAPAY ZEKÂ NEYI TAKLIT EDIYOR

İnsanlar, dil yardımı ile iletişim kurmaktadır. Yapay zekâda ise bunun karşılığı konuşma tanıması yazılımıdır. Yapay zekâ bunu istatiksel olarak yapmaktadır ve konuşma tanıma sistemi de istatiksel öğrenme çerçevesi altında gelişmektedir. İnsanların belirli bir dilde konuşup anlaşabilme yetisi ise bu yazılımda doğal dil işlemeye yanı“NeuroLinguistic Programming”  NLP ’ye girmektedir. Ancak insan sadece bilişsel yetiye sahip bir canlı değildir, dünyayı gözleriyle gören insanlar, gördüklerini beyinde işleyerek anlamlandırmaktadır. Görüleni anlamlandırma durumu bilgisayarlarda ve robotlarda bilgisayar görüşü alanına girmektedir. Son yıllarda bu buluşa yönelik çalışmalarda derin öğrenme tekniği geliştirilmiştir.

Bu bilgisayar ve robotlar, nesne tanıma özelliği sayesinde bir fotoğraftaki grubun aile ya da arkadaş grubu olduğunu anlayabilmektedir. Hatta bu grup üyelerinin hangisinin kadın, hangisinin erkek ve hangisinin hayvan olduğunu tanımlayabilmektedir. Bu tanımlama ile sınırlı kalmayan teknoloji, bu kişilerin boyunu ve bedenini ölçmekte ve ne renk giyindiklerini tanımlayabilmektedir. Hatta bu grubun bulunduğu ortamın arkasında ne olduğunu da ( orman, deniz ) ayırt edebilmektedir.  Bu özellik geliştirilerek kullanıcıların hangi ürünleri inceledikleri ve aldıkları konusunda veri üretimine yardımcı olmaktadır.

YAPAY ZEKÂNIN YETENEKLERI NELERDIR?

Yapay zekanın yetenekleri arasında insan konuşmasını tanıma ve anlama, içerik sıralaması gerektiren ağ dağılımı, yüksek strateji gerektiren oyunları oynayabilme kabiliyeti, otonom otomobiller, karmaşık veri çözümleme, askeri simülasyon ve fotoğraf – video çözümleme bulunmaktadır. Bu teknoloji, nöral ağlar, ekonomi, istatistik, olasılık ve matematiksel optimizasyon araçlarını kullanmaktadır.

YAPAY ZEKÂ ROBOTLARINI YARATIRKEN KARŞILAŞILAN ZORLUKLAR

İnsansı robotlar çok popüler olmakla birlikte, bilim insanları tamamen işlevsel ve gerçekçi olanları yaratmada bazı zorlukla karşı karşıya kalmaktadır. Bu zorluklardan birkaçı şunlardır:

Aktüatörler, hareket etmeye yardım eden ve jest yapan motorlardır. İnsan vücudu dinamiktir. Yerden kolaylıkla bir kaya alabilir, karşısına atabilir, etrafında yedi kez dönebilir ve vals yapabilir. Bütün bunlar, on ila on beş saniye arasında gerçekleşir. Bir insansı robot yapmak için, bu hareketleri esnek bir şekilde ve aynı hatta daha az zaman dilimi içerisinde taklit edebilecek güçlü, verimli aktüatörlere ihtiyacınız bulunuyor. Aktüatörlerin, çok çeşitli eylemleri gerçekleştirebilecek derecede verimli olması gerekiyor.

Sensörler, robotların çevrelerini hissetmelerine yardımcı olan şeylerdir. Bu insansı robotların dokunma, koku alma, görme, işitme ve düzgün çalışabilme gibi tüm insani duyulara ihtiyacı vardır. İşitme sensörü, robotların talimatları duyması, deşifre etmesi ve gerçekleştirmesi için önemlidir. Dokunmatik sensör, nesnelere çarpmasını ve kendine zarar vermesini önler. Aynı zamanda robotlar, hareketi dengelemek için bir algılayıcıya ve zarar gördüğünde farkına varabilmek için ısı ve ağrı algılayıcılarına ihtiyaç duyar. Yüz sensörlerinin ayrıca insansı yüz ifadeleri yapmak için sağlam olması ve bu sensörlerin pek çok çeşitli ifadeler taşıyabilmesi gerekir. Bu sensörlerin mevcut ve verimli olduğundan emin olmak zor bir iştir.

Yapay Zekâ-Tabanlı Etkileşim, insansı robotların insanlarla etkileşime girme düzeyi oldukça sınırlıdır. Yapay zekânın kritik olduğu nokta da burasıdır. Robotlar; komutların, soruların veya ifadelerin deşifre edilmesine yardımcı olabilir ve hatta esprili, alaycı cevaplar verebilir.

Bazı yapay zekâ robotları o kadar insani ve verimlidir ki oldukça popüler hale gelmiştir. İşte bunlardan birkaçı:

Sophia, dünyanın ilk robot vatandaşıdır. 11 Ekim 2017’de Birleşmiş Milletler’e tanıtıldı. 25 Ekim’de Suudi Arabistan vatandaşlığı aldı ve bu onu vatandaşlık sahibi olan ilk insansı robot yaptı. HansonRobotics tarafından yaratılan Sophia, çok çeşitli insan eylemleri gerçekleştirebiliyor. 50 adet yüz ifadesi yapabildiği ve duygularını eşit şekilde ifade edebildiği söyleniyor. Sophia, çok etkileyici gözlere sahip ve yapay zekâsı insani değerler etrafında dönüyor. Eşit bir mizah anlayışı bulunan bu özel insansı robot, İngiliz aktris AudreyHepburn’e benzetilmek amacıyla tasarlandı. Sophia, vatandaşlık kazandığından bu yana, birçok röportaj ve konferansa katıldı ve şu anda dünyanın en popüler yapay zekâ robotlarından biri.

Yapay zekâ örneklerinden bir diğeri Kodomoroid TV Sunucusu, Japonya’da icat edildi. Adı Japonca çocuk (kodomo) kelimesi ve ‘Android’ kelimesinin birleşiminden gelen robot, çok sayıda dil konuşuyor ve haberleri okuma, hava durumu tahminlerini verme yeteneğine sahip.

Bir diğer yapay zekâ robotu JiaJia, tanıtımı yapılmadan önce Çin Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nde bir ekip tarafından üç yıl boyunca üzerine çalışıldı. JiaJia’nın konuşma yeteneği bulunuyor, ancak sınırlı hareket edebiliyor ve resmi konuşma yapabiliyor. Çok fazla ifadeye sahip olmamakla birlikte; yaratıcı ekip, daha fazla gelişme göstermesi adına öğrenme yeteneklerini güçlendirmeyi planlıyor. Konuşma ve kelime haznesi daha fazla çalışmaya ihtiyaç duysa da, robot oldukça gerçekçi.

Yapay zekâ robotları geliştirilmeye devam ediyor. Yapay zekâ teknolojisi ilerlerken, onları yakın gelecekte günlük yaşamımızda her yerde göreceğiz.

 

Henüz Yorum Yapılmamış
Yorumunuzu Bırakın