Kültürel Mirası Korumada Bir Farkındalık Aracı Olarak Sanal Gerçeklik

Kültürel mirasın korunması, sunumu ve gelecek nesillere aktarılması, farklı eylemler ve yöntemler içeren uzun ve karmaşık bir süreçtir. Belgeleme, restitüsyon, restorasyon, rekonstrüksiyon ve sunum gibi temel işlemler çerçevesinde sanal gerçeklik yöntemleri ve sistemleri kullanılmaktadır.

Kültürel Mirası Korumada Bir Farkındalık Aracı Olarak Sanal Gerçeklik

 

Sanayi devrimi sonrası doğal ve tarihi çevrede oluşan tahribatlar ve dünya savaşlarının bu çevrelerde neden olduğu büyük yıkımlar sonucu, insanın doğasında var olan koruma olgusu dünya gündeminde önemli yer edinmiştir. Geçtiğimiz yüzyılın başından bu yana, koruma olgusunun çağdaş toplumların temel hak ve sorumlulukları içinde yer almasını sağlamıştır. Koruma eyleminin nesnesi olan kültürel mirasın korunması ve gelecek nesillere aktarılması günümüz toplumlarının temel sorumluluğu, gelecek nesillerin de bu mirasa kavuşması temel hakları olmuştur. Kültürel mirasın korunması ve aktarılmasının çeşitli yasa ve yönetmeliklerle disipline edilmesi, bu eylemlerin başarıya ulaşmasında kuşkusuz önemli bir rol oynamaktadır. Ancak bu eylemlerin önemli paydaşlarından olan halk veya en temel aktörü olan birey nezdinde yalnızca yasaklarla koruma eyleminin sürdürülebilmesi mümkün olmamaktadır. Yasakların yanı sıra somut olan kültürel mirasın bireyle etkileşiminin kesilerek yalıtılması, hatta korumanın araç ve mirasın da meta haline getirilmesi korumanın sürdürülebilirliğini engellemektedir. Korumada sürdürülebilirliğin sağlanması bireyin katılımıyla sağlanabilmektedir. Farkındalık ve bilinçlenme katılımın gerçekleşebilmesinde önemli rol oynamaktadır. Bu farkındalık ve bilinçlenmenin oluşması toplumun kültürel mirastan haberdar olması, algılaması, mirasın ve korunmasının önemini anlaması ve bu konuda eğitim almasına bağlıdır. Bu amaca bağlı olarak güncel ve yaygın teknolojilerin koruma alanında kullanımı artmıştır. Korumada güncel teknolojilerin kullanımını teşvik edilmektedir. Son yıllarda yapılan büyük yatırımların da etkisiyle güncellik ve popülerlik kazanan sanal gerçeklik (VR Virtual Reality) teknolojileri, koruma bilincinin toplum tarafından benimsenmesi için yüksek potansiyeller taşıması nedeniyle, kültürel miras alanında farklı problemlerin çözümünde oldukça kullanılır hale gelmiştir.

  

Sanallık ve Sanal Gerçeklik 

 

Sanal gerçeklik, sanal (virtual) ve gerçeklik (reality) kavramlarından türemiştir. Sanallık Latince virtualis kökünden gelmekte olup Türk Dil Kurumu’na göre gerçekte var olmayan, mevhum, farazi ve tahmini gibi anlamları karşılamaktadır. Gerçeklik ise yine Türk Dil Kurumu’na göre düşünülen, tasarımlanan, imgelenen şeylere karşıt olarak var olan anlamına gelmektedir. Dilimizde sanallık ve gerçeklik kelime anlamları itibariyle net olarak karşıt anlamlar taşımaktadır, ancak kuramsal altyapısı incelendiğinde iki kavramın oldukça çapraşık durumları olduğu görülmektedir. Gelişen teknolojiyle birlikte bilgiyi aktarmada kullanılan medya ve iletişim araçlarının ve tüketmek üzere programlanmış toplumun gelmiş olduğu durum, gerçeklik üzerine sorgulamaları beraberinde getirmiştir. Bilgi Çağı ürünü bir kavram olarak algılara yerleşen sanallık, Bilgi Çağı öncesinden bu yana edebiyat, sinema ve mimarlık gibi çeşitli alanlarda da kullanılan bir kavram olmuştur. Sanal Kültürel Mirası Korumada Bir Farkındalık Aracı Olarak Sanal Gerçeklik, bilgisayar grafikleriyle üç boyutlu olarak oluşturulmuş, insanların içinde gezebildiği, farklı açılardan bakıp şekillendirebildiği bir deneyim olarak tanımlanmaktadır. Sanal gerçeklik bir başka deyişle insan ve makine etkileşimini arttırmak için geliştirilen bir arayüzdür. Sanal gerçeklik kavram olarak 1950’li, pratik olarak da 1990’lı yılların başlarında hayat bulmaya başlamıştır. Erken dönemlerinde askeri amaçlar ve uzay araştırmaları gibi yalnızca üst düzey kullanım olanaklarına sahip kurumlar tarafından kullanılmıştır. Teknolojinin yüksek bir şekilde gelişmesi, teknolojik ürün boyutlarının uygun hale gelmesi ve maliyetlerin düşmesi ile sanal gerçeklik uygulamaları, bu kurumların tekelinden çıkmış ve daha yaygın kullanılır hale gelmiştir. Tıp, eğitim, askeri çalışmalar, eğlence, endüstriyel ürün tasarlama ve geliştirme, kütüphanecilik, müzecilik, araç simülatörleri, mimarlık, şehircilik ve kültürel miras konularında sanal gerçeklik uygulamalarının kullanıldığı görülmektedir. 1990’lı yılların ortalarında oldukça güncel bir konu olan sanal gerçeklik uygulamaları, geçtiğimiz birkaç yıl içerisinde teknoloji devi şirketlerin büyük yatırımlar yapması sonucu tekrar güncellik kazanmıştır.

  

image  

Kültürel Miras Alanında Sanal Gerçekliğin Kullanımı ve Sınıflandırılması 

Kültürel mirasın korunması, sunumu ve gelecek nesillere aktarılması, farklı eylemler ve yöntemler içeren uzun ve karmaşık bir süreçtir. Belgeleme, restitüsyon, restorasyon, rekonstrüksiyon ve sunum gibi temel işlemler çerçevesinde sanal gerçeklik yöntemleri ve sistemleri kullanılmaktadır. Sanal gerçeklik uygulamalarının materyali olan kültür varlığının türü, uygulamanın kullanım amacı ve kullanıcı profili, uygulamada kullanılan donanım, yazılım ve sistemler, kültürel miras alanında yapılan sanal gerçeklik uygulamalarının çeşitlilik göstermesindeki başlıca etkenlerdir. Bu alanda yapılan çalışmaların asıl hedefi kültürel mirasın korunması, yaşatılması ve aktarılması olsa da izlenen yol ve yöntemler farklılık göstermektedir. Örneğin bir sanal gerçeklik uygulaması, konunun uzmanı olmayan kişiler için deneyim ortamı sunarken, diğer bir uygulama uzmanlar için bilimsel analiz ortamı sağlayabilmektedir.  

 

Kültürel miras alanında yapılan sanal gerçeklik uygulamalarını içerik ve alt amaçlarına göre sınıflandırmak mümkün olmaktadır:  

  1. Sanal rekonstrüksiyon (yeniden yapım) amaçlı uygulamalar,  
  2. Yerinde deneyimleme ve rehberlik sağlama amaçlı uygulamalar,  
  3. Bilimsel analiz amaçlı uygulamalar,  
  4. Sanal restorasyon amaçlı uygulamalar,  
  5. Sanal müzeler,  
  6. Eğitici oyunlar

 

Bu ana başlıklar altında kullanılan sanal gerçeklik sistemleri de farklılık göstermektedir. Sistem olarak ele alındığında sanal gerçeklik; saran, sarmayan ve artırılmış gerçeklik sistemleri olarak üç bölüme ayrılmaktadır. Kültürel miras alanında yapılan sanal gerçeklik uygulamaları bu bağlamda da sınıflandırılmaktadır.

 

1) Sanal rekonstrüksiyon (yeniden yapım) amaçlı uygulamalar: 

Sanal rekonstrüksiyon uygulamaları, zamanla yıkılmış veya zarar görmüş kültür varlıklarının, sanal gerçeklik ortamında yeniden inşa edilerek insanların deneyimlemelerini amaçlamaktadır. Kültürel miras alanındaki ilk VR örnekleri de sanal rekonstrüksiyon uygulamalarıdır. Sanal rekonstrüksiyon, kültürel mirasın tanıtılması ve koruma farkındalığının oluşturulmasında başvurulan etkili bir yöntemdir.  

 

image 

 

2) Yerinde deneyimleme ve rehberlik sağlama amaçlı uygulamalar: 

Kültürel miras alanlarını yerinde incelemek isteyen ziyaretçilerin herhangi bir rehbere ihtiyaç duymaksızın doğru bilgiler edinmelerini, miras öğelerini yapılı çevre içinde ilk yapıldıkları haliyle ve somut olmayan kültürel öğelerle birlikte görmelerini sağlamak gibi amaçlarla geliştirilen VR uygulamalarıdır. Bu uygulamalar genellikle taşınabilir ve giyilebilir cihazlardan oluşmakta ve arttırılmış gerçeklik (AR) altyapısı içermektedirler.


image 

 

3) Bilimsel analiz amaçlı uygulamalar: 

Sanal gerçeklik, kültürel miras hakkındaki farklı bilimsel tezleri doğrulama ve analiz yapma amacına yönelik, uzmanlar için uygun bir çalışma ortamı oluşturmaktadır. Böylece yıkılmış veya zarar görmüş tarihi öğeleri, ilk yapıldıkları haliyle ele alıp çıkarımlar yapmak mümkün olmaktadır.

 

image 

 

4) Sanal restorasyon amaçlı uygulamalar: 

Sanal gerçekliğin koruma alanında farklı bir kullanım şekli ise restorasyon aracı olarak kullanılmasıdır. Özellikle heykel, mozaik, kabartma, fresk, boyama ve tablo gibi yıpranması kolay olan kültür varlıklarının korunması ve restorasyonu, titizlik ve uzmanlık gerektiren meselelerdir. Sanal gerçeklik ortamında restorasyon, orijinal esere zarar vermeden, eserin tamamına ya da zarar görmüş kısmına uygulanabilmektedir. Sanal restorasyonun, fiziksel restorasyona göre maliyeti daha düşüktür ve eserin zarar görmesi bakımından da tehlikesi yoktur.

 

image 

 

5) Sanal müzeler: 

Kültür varlıklarının korunması ve topluma aktarılmasında müzeler önemli rol oynamaktadırlar. Bilişim çağının sunduğu olanaklar müzelerin de sanal ortamlarda yer almalarını sağlamıştır. Kültürel miras alanında kabul gören önemli ve yaygın bir kullanım şekli sanal müzelerdir. Sanal müzeler kültür varlıklarını geniş kitlelere duyurmada etkilidirler. Genel olarak Web ortamında sunulmasının yanısıra, müze bünyelerinde interaktif sunumlar gerçekleştirmek için yapılan uygulamalar da mevcuttur. Gelenekselleşmiş bir yöntem olan Web tabanlı sanal müzeler düşük maliyetlidirler ve tanınmayan kültürlerin tanıtılması için yüksek potansiyeller taşımaktadırlar. Bunun yanında araştırmacılar için de kolaylık sağlamaktadırlar. Görselleştirme araçlarının gelişmesi ve sanal gerçeklik ürünlerinin yaygınlaşmasıyla, Web tabanlı sanal müzeler gerçekçi deneyimler sunabilmektedirler.

 

image 

 

6) Eğitici Oyunlar: 

Kültürel mirasın korunması, koruma olgusunun toplumun her kesimi tarafından benimsenmesine bağlıdır. Türkiye Mimari Mirası Koruma Bildirgesinde de belirtildiği üzere bu benimseme ve bilinçlenme, okul öncesi dönemden başlayan ve süreklilik gösteren bir eğitimle mümkün olmaktadır. Eğitici video oyunları bu benimsemeyi sağlamak amacıyla kullanılan yüksek potansiyelli araçlardır. Bu oyunların kültürel içeriği eğlenceli biçimde sunması, özellikle genç bireylerin eğitimi için ilgi çekici ve faydalı bir alternatif oluşturmaktadır. Video oyunlarının VR teknolojileriyle buluşması bu potansiyeli güçlendirmiştir.

 

image 

 

 

 

Henüz Yorum Yapılmamış
Yorumunuzu Bırakın