Sosyal medyayı bu kadar kullanışlı ve etkili hale getiren olgunun şüphesiz çevrimiçi web2 araçları olduğu söylenebilir. Sosyal medya; Facebook, İnstagram, Twitter, Tiktok, Youtube vb. daha birçok yazılım aracılığı ile “kullanıcı kaynaklı medya” özelliğine ulaşılmıştır.
Çevrimiçi Web2 Araçları
İnsan yaşamının çok hızlı bir şekilde sanal boyut kazandığı dünyamızda yeni ve farklı bir iletişim şekli olarak sosyal medya neredeyse doğal iletişimin yerini almak üzere. Günümüzde birçok insan sosyal medyada var olmak için yaşıyor. Bu konu o kadar ciddi boyutlardaki amaç- araç ilişkisi yer değiştirmiş durumda. İnsanların sosyal medyada bir şeyler paylaşmak için yaşadığını ileri sürsek sanıyorum abartmış olmayız. Bu duruma, covid-19 salgın sürecinin oluşturduğu yaşam şeklinin etkilerini de eklediğimizde konunun boyutları daha anlaşılır olabilir.
Sosyal medyayı bu kadar kullanışlı ve etkili hale getiren olgunun şüphesiz çevrimiçi web2 araçları olduğu söylenebilir. Sosyal medya; Facebook, İnstagram, Twitter, Tiktok, Youtube vb. daha birçok yazılım aracılığı ile “kullanıcı kaynaklı medya” özelliğine ulaşılmıştır. Diğer bir ifadeyle bu uygulamalar aracılığı ile tek boyutlu bilgi ve iletişim sağlayıcılığından karşılıklı ve çok boyutlu bir iletişim sürecine geçilmiştir. Bu yolla sosyal medya kullanıcıları kendi içeriklerini oluşturmakta ve kendi sosyal ilişkilerini düzenlemektedir. İnsanlar bu platformlarda pasif bilginin alıcısı olmaktan çıkarak aktif olarak bilginin üreticisi olabilmektedir. Böyle bir bağlamın getirisi olarak sosyal medya, insan doğası için büyük bir motivasyon kaynağı olabilmektedir. Çünkü insan hem içten hem de dıştan sunulan güdüleyici mekanizmalar eşliğinde harekete geçmektedir. Bunu çok iyi kavrayan üretici ve yöneticiler sosyal medyayı büyük oranda kendi hedefleri doğrultusunda kullanabilmektedir. Artık savaşların, darbelerin, kaos planlarının, toplumsal ya da finansal hareketliliğin merkezinin sosyal medya olduğu söylenebilir. Bu alanla ilgi o kadar farklı araştırma alanları ortaya çıktı ki sosyal medya ve eğitim, sosyal medya ve endüstri, sosyal medya dindarlığı, sosyal medya ve Arap baharı, sosyal medya bağımlılığı ve hastalıkları gibi başlıklar bunlardan sadece birkaçı.
Ego sörfü, youtube narsisizmi, blog ifşacılığı, myspace taklitçiliği, siberhondrik, photolurking, wikipedializm, crackberry, cheesepodding, hikikomori, gibi isimlendirmeler altında birçok sosyal medya hastalığından söz edilebilir. Örneğin ego sörfü eşliğinde sosyal medya kullanıcıları kendi adını ya da takma ismini sürekli arama motorunda aratma bağımlılığı yaşamaktadır. Diğer taraftan Japonca bir terim olan “hikikomori” sosyal medya hastalığında kullanıcılar kendilerini dış dünyaya kapatarak iletişimlerini sadece sosyal medya aracılığı ile gerçekleştirebilmektedir. Bu hastalıkların temel nedenini insanın biyolojik tasarımında arayabiliriz. Uzmanlara göre beynimizin “ödül-ceza” mekanizması özellikle son yirmi yıldır hayatımıza giren internet ve çoklu bilgi-iletişim yapılarının yaratmış olduğu bu sanal sosyalleşme bağlamına uygun değildir. Örneğin insanların doğal sosyalleşme ortamlarında birbirlerine karşı göstermiş olduğu sıcak ve sevgi dolu gülüşmelerin beyin yapısı üzerinde dopamin (mutluluk hormonu) salgılattığı bilinmektedir. Bu durumun sosyal bir varlık olan ve sevgiye ihtiyaç duyan insanın ruhsal ve biyolojik sağlığı için de önemi giderek anlaşılmaktadır. Sosyal medyada ise bu durum; onaylama, kalp, gülücük gibi emojiler eşliğinde sunulmaktadır. İşlevsel beyin görüntüleme çalışmalarından elde edilen bulgulara göre sosyal medyada gerçekleştirilen beğeni, kalp, gülücük ya da onaylama mesajları; beyinde akkumbens çekirdeği aracılığı ile mutluluk hormonunun salgılanmasına aracılık etmektedir. Bunun anlamı sosyal medya kullanıcıları daha fazla onaylanmak ve emoji alabilmek için sosyal medya bağımlısı haline gelebilmektedir. Çünkü insanlar; dopamin, serotonin gibi maddelerin beyinlerinde artması için buna neden olan davranışları tekrar etme eğilimindedir ve bu biyolojik bir donanımdır. Aslına bakılırsa bu açıklama biçimi tüm bağımlılıklar için de geçerlidir. İşte insanın beğenilme ve mutluluk ilişkisini çok iyi kavramış olan sosyal medya mühendisleri insanların bu yönünü maalesef bazı durumlarda istedikleri gibi kullanabilmektedir. Bu nedenle sosyal medya için iyi bir okur yazarlığa ihtiyaç olduğu söylenebilir.
Son söz olarak gerçeklerin değil algıların önemli olduğu bir dünyada sosyal medya kullanımı, toplumların yüksek karakterli nesiller yetiştirebilmek için üzerinde ciddiyetle durması gereken güçlü bir iletişim alanı olarak karşımızda durmaktadır.
Yorumunuzu Bırakın