Günümüzde ailelerin ve çocukların zamanlarının önemli bir bölümü televizyon karşısında geçmektedir. Günümüz evlerinde, mutfak da dahil olmak üzere neredeyse her odada bir televizyon bulunmaktadır. Günlük hayatımızda önemli bir yer sahibi olan televizyonlar kontrolsüz ve aşırı kullanıldığında ekran bağımlılığına neden olmaktadır.
Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) 2018 Yılında hazırladığı bir araştırmaya göre Türkiye’de televizyon kullanımı 2006 yılından beri periyodik bir şekilde düşüş göstermektedir. Yayınlanan verilere göre 2018 yılı itibari ile Türkiye’de günlük ortalama 3 saat 34 dakika televizyon izlenmektedir. Bu verilere bakarak söyleyebiliriz ki televizyon kullanımındaki sürenin düşmesi olumlu gözükse de hala bir yılımızın yaklaşık 55 gününü televizyon karşısında geçirmekteyiz. Kontrolsüz ve uzun süre televizyon karşısında kalmak sağlığımızı tehlikeye atmakta, televizyon bağımlılığına ise davetiye çıkarmaktadır.
Televizyon bağımlılığı, bir fiziksel bağımlılık olmamakla birlikte öforik (kişinin hoşnutluk duyduğu ve kendisini iyi hissettiği bir ruhsal durum) etkisi nedeniyle televizyon izlemenin kişinin yaşamında önemli bir yer tutmasını ifade eden bir rahatsızlıktır. İnternet, bilgisayar video oyunu ve uyuşturucu bağımlılığına benzer bir seyir gösterir. Ayrıca yapılan araştırmalarda, görülmektedir ki ebeveynlerin bilinçsiz ve kontrolsüz televizyon kullanımı sonucunda, özellikle çocukların ve okul öncesi yaştaki bebeklerin televizyon bağımlısı olduğu sıkça görülmektedir. Bu durum gelişim çağındaki çocukları birçok yönüyle olumsuz etkilemektedir. Bu sorunun önüne geçmek için bu tehdide karşı aileler tarafından önlemler alınmalıdır.
Televizyon Bağımlılığının Belirtileri
ÜLKÜ OCAKLARI EKRAN BAĞIMLILIĞI PROJESİ
Ekran kullanımının çağımız koşullarında göz ardı edilemez bir gerçek olması ile birlikte gün geçtikçe kullanımının ulaşılabilir ve yaygın hale gelmesiyle, akıllı ekranların kontrolsüz ve yanlış kullanımı sorunları ortaya çıkmıştır. Ortaya çıkan bu sorun üzerine yeterli önlemler alınmayarak bir çözüm ortaya konulmadığı takdirde kişilerin ekran bağımlılığına neden olmaktadır. Ekran bağımlılığı gençliği ve toplumu tehdit eden sosyo-kültürel yozlaşmalara, sosyal çevre bozukluklarına, fiziksel ve ruhsal bozukluklara, sağlık sorunlarına neden olan bir olgudur.
Bilge Liderimiz sayın Devlet Bahçeli’nin talimatlarıyla alanında uzman akademisyenler eşliğinde “İnsanlığın Huzuru” projesi ortaya çıkmış, toplumumuzun sosyolojik yapısını göz önünde bulundurularak toplu bir çözüm önerisi şeklinde “İnsanlığın Huzuru” kitabı ile kamuoyunun dikkatine sunulmuştur. Söz konusu eserde kaleme alınan “Sosyal Medyanın Toplumsal Huzurumuza Etkilerinin Analizi” başlığı altında sosyal medya ve ekran bağımlılığı sorunlarına değinilmiş olup “Genel Değerlendirme ve Öneriler: Üçüncü Yol Mümkün mü?” Alt başlığında sorunlara çözüm önerileri sunulmuştur. Bizlerde Liderimiz sayın Devlet Bahçeli’nin hazırlatmış olduğu “İnsanlığın Huzuru” projesini kaynak alarak, insanlığın huzurunun, gençliğin huzurundan geçtiğini gözeterek, bu proje ışığında Türk gençliğine fayda sağlamak için çalışmalarımızı bu bağlama yönlendirdik .Yine Ülkü Ocakları Genel Başkanımız Sayın Ahmet Yiğit Yıldırım beyefendinin bizzat Türk gençliği için hazırlatmış olduğu ODAK2023 yapay zeka içeren dikkat, odaklanma, anlayarak hızlı okuma yazılımı ve BilgiOcakta çevrimiçi eğitim platformunu Türk gençliğinin hizmetine sunması teknolojinin doğru kullanımını noktasında ortaya koymaya çalıştığımız projeye ilham kaynağı olmuştur.
Bu hassasiyetler doğrultusunda, dijital araçların bilinçsiz kullanımının ortaya çıkardığı tehdit ve tehlike ile mücadele ederek kişiye ve topluma verdiği zararı en aza indirmek, kültürel değerleri ve sosyal çevreyi korumak, teknolojinin insan yaşamını olumsuz etkilemesinin önüne geçerek teknolojinin akılcı ve faydacı bir düşünceyle kullanılmasını sağlamak amacıyla Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Merkezi bünyesinde hazırladığımız projeye “Ekran Bağımlılığı Projesi” adı verilmiştir.
Ekran bağımlılığı mikro düzeyde bir sorun olarak gözükse de sonuçlarının etki alanı tüm sosyal çevre ve toplumu kapsadığı için makro düzeyde bir sorundur. Bu sebeple proje kapsamında müdahale uygulamaları hem mikro düzeyde hem de makro düzeyde hazırlanmıştır. İlk olarak bireylerin ve bağımlılık oranının en aza indirilmesi hedeflenmiş, ikinci ve genel hedef olarak ise toplumun bilinçlendirilmesi ve geleneksel yapının korunması amaçlanmıştır.