Ana Sayfa



Bağımlılık Nedir ?

Bağımlılık bir bireyin kullanmış olduğu madde, alkol veya yaptığı bir davranışa bağlı olarak kontrolünü kaybetmesidir. Dikkatsizce kullanılan her madde veya yapılan her davranış bağımlılık oluşturma riskini daha da artırır. Bireyler günlük yaşamda birçok şeye karşı bağımlı olabilirler.

Bağımlılık birçok etkenin bir araya gelerek oluşturduğu bir tablodur. Bireyler dünyaya geldiği andan itibaren öğrenmeye ve dış dünyaya karşı açık bir hale gelmeye başlar. Bu oluşan süreçte, karşılaştığı olaylar karşısında kendi varlığını koruyabilmek adına bir savunma mekanizması geliştirmek zorundadır. Geliştirdiği bu savunma mekanizmasının sağlıklı ya da sağlıksız oluşu; yaşadığı ortam, ebeveynlerin tutumları, sosyokültürel çevresi yakından etkilemektedir. Ebeveynlerin çocuklarına karşı olumsuz tutumlar sergilemesi, aile fertlerinin herhangi birinde bağımlılık geçmişi olması, yanlış arkadaş seçimleri, başarısız olarak sonuçlanan eğitim hayatı ve yaşadığı toplumun bağımlılığa bakış açısı risk oluşturabilecek etkenler arasında yer almaktadır.

Bu sebeple bağlı olarak bağımlılığın oluşum süreci hakkında çalışma yaparken, bireyi çocukluk dönemi hatta bebeklik çağından itibaren incelenmeli; aile ve toplum kültür özellikleri dikkate alarak, süreci bütüncül bir yaklaşımla geniş kapsamlı olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.


Madde Bağımlılığı

Kullandığında bireye haz veren ve gerilimini ortadan kaldıran, gelecekteki muhtemel olumsuz sonuçları bilinmesine rağmen kullanımına devam edilen, kontrol edilemeyen uyuşturucu veya diğer maddelere düşkünlüktür. Madde bağımlılığı, bir sendromdur. Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından yayımlanan, dünyanın çeşitli ülkelerindeki klinisyenlerin görüşleri alınarak hazırlanan ve tüm dünyada yaygın bir şekilde psikiyatrik hastalıkların tanısında kullanılan Mental Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı, İngilizce kullanımı (DSM) olan rehbere göre bağımlılığın çeşitli ölçütleri vardır.

DSM-5’te madde kullanım bozukluğu A tanı ölçütleri toplam 11 maddedir. İlk dört madde bozulmuş kontrolü, 5-7. maddeler sosyal bozulmayı, 8-9. Maddeler maddenin riskli kullanımı, 10 ve 11. maddeler farmakolojik durumu içerir. Buna göre aşağıda yer alanlardan sadece ikisi maddenin kötüye kullanımı (bağımlılık tanısı koymak) için yeterlidir:

Bozulmuş kontrol (1-4)

1. Çok uzun zamanını madde almak için harcar.

2. Bırakmak ister, dener, başarısızlıkla sonuçlanır.

3. Zamanın büyük kısmı almak, kullanmak, zararlarını telafi etmek, gündelik hayatının büyük kısmı madde ekseninde geçer.

4. Maddenin alındığı ya da kullanıldığı çevrede çok güçlü maddeyi temin etmek isteği (klasik koşullama , beynin ödül sistemi).

Sosyal bozulma (5-7)

5. Tekrarlı kullanım sosyal gerekliliklerini ihmal ettirir.

6. Sosyal kişiler arası sorun yaşamasına rağmen devam eder.

7. Sosyal ve mesleki etkinliklerinden vazgeçer.

Maddenin riskli kullanımı (8-9)

8. Fiziksel zararlı ortamlarda kullanır.

9. Fiziksel ve psikolojik problemlere yol açmasına rağmen kullanır.

Farmakolojik (10-11)

10. Tolerans

11. Yoksunluk

 

 

Madde bağımlılığının fiziksel bağımlılık ve psikolojik bağımlılık olarak iki türü vardır.

a) Fiziksel Bağımlılık: Maddenin varlığına karşı duyulan fizyolojik bir istektir. Belirli bir süre madde kullanımından sonra madde kullanımının kesilmesi nedeniyle kişide kriz, kasılma gibi istenmeyen semptomların ortaya çıkması ve bu süreçte vücudun bazı fonksiyonlarını yerine getirememesi ya da getirmekte zorlanmasıdır. Bu açıklamadan da anlaşılabileceği gibi burada maddeye bağımlılık vardır. Bağımlı olunan madde alınmadığında kişide yoksunluk belirtileri ortaya çıkmaya başlar. Başlarda az miktarda alınan doz yeterli olurken, zamanla alınan dozun miktarı iki-üç katına çıkar (tolerans) ve beyin normal olan görevini yapamaz duruma gelir.

b) Psikoljik Bağımlılık: Bu evre, ilk deneme aşamasındaki maddeye olan özlemi ve madde arayışını kapsar. Maddeyi yoğun bir şekilde arama vardır. Maddenin yarattığı etkiyi tekrar yaşama isteği vardır. Psikolojik bağımlılık fiziksel bağımlılıkla karşılaştırıldığında, bir kişinin bir maddeye fiziksel bir ihtiyaç duymadığı, bunun yerine zihinsel bir arzusu olduğu zaman ortaya çıkar. Ancak günümüzde bu iki bağımlılık türü birbirinden ayrılmamaktadır çünkü kişide hem ruhsal hem de fiziksel bağımlılık aynı anda görülebilir. Pratikte de bunun bir yararı yoktur. Fiziksel bağımlılık kısa bir süre içinde sonlanabilir. Ancak asıl sorun ruhsal bağımlılığın sonlandırılmasıdır. Bu daha uzun bir süreç ve çaba gerektiren bir durumdur.


 

 


İnsanların madde kullanmaya başlamadan önce çeşitli gerekçeleri ve inanışları vardır. Bunlar kişiyi önce madde kullanımına, sonra da bağımlılığa iten başlıca nedenlerdir. Bu inanışların en yaygın olanlarından biri "bir kereden bir şey olmaz" düşüncesidir. Kişi madde kullanmaya başlamadan önce madde kullanımına karşı bir merak ve korku duyabilir. Korkusunu yendiği anda merak duygusu maddeyi denemesi konusunda kişiyi teşvik eder. Böylece maddeyi merak eden ve denemek isteyen kişi "Bir kereden bir şey olmaz" düşüncesiyle ilk kullanımı gerçekleştirir. Bu kullanım Bağımlılık Döngüsü 'ne atılan ilk adımdır. Bağımlılık Döngüsü merak ve kullanma isteğiyle başlayan, "Bir kereden bir şey olmaz" gibi kişinin kontrolü yavaş yavaş kaybettiği düşüncelerle ilerleyen kısır bir döngüdür. Bu döngünün ilerleyen basamaklarında kişi kullanıma devam eder, istediği zaman bırakabileceğini düşünür ve zamanla bırakamayacağını anlar. Sonraki basamaklarda bırakma kararı alıp tedavi sistemine dâhil olabilir. Ancak maddeyi bıraktığı süre içinde ‘Bir kereden bir şey olmaz'' düşüncesiyle tekrar madde kullandığı takdirde kısır döngünün içine yeniden girmiş olur. Bazı uyuşturucu maddeler tek kullanımda bile bağımlılık yapma riski taşır. İlk kullanımdan sonra kişi yoksunluk belirtileriyle karşı karşıya kalır. Ayrıca maddeyi deneyerek en başta duyduğu korkuyu da yendiği için ikinci kez maddeye yönelmesi daha kolay olur. Bir kez kullanımın ardından kişi maddeyi temin edeceği kaynakları, kullanabileceği mekânları ve kullanım şekillerini öğrenir, böylece ikinci kullanım için alarm sinyalleri çalmaya başlar.

Bir kere madde kullanmak pek çok kere kullanmanın habercisidir, bu yüzden bir kere bile madde kullanan kişi bağımlı olma riski taşır. Bağımlılık, riskli bir oyundur. Kimin ne zaman ve kaç kullanımdan sonra bağımlı olacağını bilemeyiz.

 


PROJEMİZ

ÜLKÜ OCAKLARI EKRAN BAĞIMLILIĞI PROJESİ

Ekran kullanımının çağımız koşullarında göz ardı edilemez bir gerçek olması ile birlikte gün geçtikçe kullanımının ulaşılabilir ve yaygın hale gelmesiyle, akıllı ekranların kontrolsüz ve yanlış kullanımı sorunları ortaya çıkmıştır. Ortaya çıkan bu sorun üzerine yeterli önlemler alınmayarak bir çözüm ortaya konulmadığı takdirde kişilerin ekran bağımlılığına neden olmaktadır. Ekran bağımlılığı gençliği ve toplumu tehdit eden sosyo-kültürel yozlaşmalara, sosyal çevre bozukluklarına, fiziksel ve ruhsal bozukluklara, sağlık sorunlarına neden olan bir olgudur.

Bilge Liderimiz sayın Devlet Bahçeli’nin talimatlarıyla alanında uzman akademisyenler eşliğinde “İnsanlığın Huzuru” projesi ortaya çıkmış, toplumumuzun sosyolojik yapısını göz önünde bulundurularak toplu bir çözüm önerisi şeklinde “İnsanlığın Huzuru” kitabı ile kamuoyunun dikkatine sunulmuştur. Söz konusu eserde kaleme alınan “Sosyal Medyanın Toplumsal Huzurumuza Etkilerinin Analizi” başlığı altında sosyal medya ve ekran bağımlılığı sorunlarına değinilmiş olup “Genel Değerlendirme ve Öneriler: Üçüncü Yol Mümkün mü?” Alt başlığında sorunlara çözüm önerileri sunulmuştur. Bizlerde Liderimiz sayın Devlet Bahçeli’nin hazırlatmış olduğu “İnsanlığın Huzuru” projesini kaynak alarak, insanlığın huzurunun, gençliğin huzurundan geçtiğini gözeterek, bu proje ışığında Türk gençliğine fayda sağlamak için çalışmalarımızı bu bağlama yönlendirdik .Yine Ülkü Ocakları Genel Başkanımız Sayın Ahmet Yiğit Yıldırım beyefendinin bizzat Türk gençliği için hazırlatmış olduğu ODAK2023 yapay zeka içeren dikkat, odaklanma, anlayarak hızlı okuma yazılımı ve BilgiOcakta çevrimiçi eğitim platformunu Türk gençliğinin hizmetine sunması teknolojinin doğru kullanımını noktasında ortaya koymaya çalıştığımız projeye ilham kaynağı olmuştur.

Bu hassasiyetler doğrultusunda, dijital araçların bilinçsiz kullanımının ortaya çıkardığı tehdit ve tehlike ile mücadele ederek kişiye ve topluma verdiği zararı en aza indirmek, kültürel değerleri ve sosyal çevreyi korumak, teknolojinin insan yaşamını olumsuz etkilemesinin önüne geçerek teknolojinin akılcı ve faydacı bir düşünceyle kullanılmasını sağlamak amacıyla Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Merkezi bünyesinde hazırladığımız projeye “Ekran Bağımlılığı Projesi” adı verilmiştir.

Ekran bağımlılığı mikro düzeyde bir sorun olarak gözükse de sonuçlarının etki alanı tüm sosyal çevre ve toplumu kapsadığı için makro düzeyde bir sorundur. Bu sebeple proje kapsamında müdahale uygulamaları hem mikro düzeyde hem de makro düzeyde hazırlanmıştır. İlk olarak bireylerin ve bağımlılık oranının en aza indirilmesi hedeflenmiş, ikinci ve genel hedef olarak ise toplumun bilinçlendirilmesi ve geleneksel yapının korunması amaçlanmıştır.

 


Hemen Ankete Katılarak  Ekran Bağımlılığı Sonucunu Öğren! Ankete Katılmak İçin Tıklayınız